Kamera icat olduktan sonra ne yarilan deniz var ne tek bir sesle helak olan toplumlar, bugun neden mucize yok, Gazze' de yardim isteyen cocugun çığlığı arşa ulaşmiyor mu?

Ademoğlunun, hayvanların, bitkilerin, yerin, göğün ve ikisi arasındakilerin yaratılmasının tek bir sebebi vardır; Yıpratıcı bir  imtihan

Bu dünya hayatını açlık oyunları filmine veya squid game dizisine benzetebilirsiniz çünkü bir amaç üzere dünyaya geldik/gonderildik.

Bakara/155:"Sizi mutlaka bir şeyle; korku, açlık, can, mal ve ürün noksanlığı ile yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz.Sen sabredenlere /duruşunu bozmayanlara müjde ver."

Ali İmran 186;"Mallarınız ve canlarınız konusunda yıpratıcı bir imtihandan geçirileceğiniz kesindir. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden çok üzücü sözler işiteceğiniz de kesindir. Eğer duruşunuzu bozmaz, yanlışlardan da sakınırsanız (imtihanı kazanırsınız). Bilin ki bu, kararlılık gerektiren işlerdendir."

Muhammed 31:"Biz, içinizden cihad edenleri ve sabırlı davrananları bilinceye, iç yüzünüzü ortaya çıkarıncaya kadar sizi, kesinlikle yıpratıcı bir imtihana sokacağız."

Peki bu imtihandan başarılı olmanın şartı nedir; Açlık Oyunları ya da Squid Game' de ki gibi rakiplerimizi elemek mi? Bu yarışın kazanmak için iki şart var; Allah' a inanıp- güvenmek ve salih amel yani iyi işler yapmak.. bu iki görevi yerine getiren dünyaya gönderiliş amacında başarılı olur.

Mucize meselesine gelirsek; Mucize, bir şahsın Allah’ın elçisi ol­duğunun ispat belgesidir.

Kameranın icadından sonra değil, İsa Peygamberden sonra mucizeler kesilmiştir. Mekkeli müşrikler Muhammed nebiden de mucize istediler, bakalım Muhammed nebi mucize göstermiş mi ? 

Yunus Suresi 20' inci ayet; "(Kafirler) Diyorlar ki: “Ona (Muhammed peygambere) Rabbinden bir mucize (ayet) indirilseydi ya!"

Muhammed peygambere Musa, İsa, Salih peygamberlere verildiği gibi mucize verilmediğinden, kafirler akıllarınca Muhammed aleyhisselamı "madem peygamberim diyorsun diğer peygamberler gibi mucize göster bakalım" diye sıkıştırıyorlardı hatta bu yüzden az kalsın nebimiz kendisine indirilen vahyin bir kısmını terk edecek duruma gelmiştir ama Allah burada peygamberine uyarıyı yapıyor, mucize vermenin Allah' ın elinde olduğunu, Muhammed aleyhisselamın sadece bir uyarıcı olduğunu kendisine hatırlatıyordu. 

Hud Suresi 112' inci ayet şu şekildedir;

"Ona bir hazine indirilseydi veya beraberinde bir melek gelseydi ya! (yine mucize istiyorlar gördüğünüz gibi)” demeleri yüzünden sana yapılan vahyin bir kısmını terk edecek gibi oluyorsun,  bu da senin göğsünü daraltıyor. Halbuki sen yalnızca bir uyarıcısın. Her şeye vekil olan Allah’tır".

 Rabbimiz Enam suresi 35' inci ayette şöyle buyurmuştur.

"Onların yüz çevirmeleri sana ağır mı geliyor! Öyleyse hadi bakalım, gücün yetiyorsa yer altına inen bir delik veya göğe doğru bir merdiven bul da onlara bir mucize getir. Tercihi (insanlara bırakmayıp) Allah yapsaydı elbette onları doğru yolda toplardı. O halde sakın cahillik edenlerden olma"

Peki ne oldu da tüm peygamberlerine mucize veren Allah artık Muhammed as ma mucize vermedi? 

İsra 59;"Bizi mucizeler göndermekten  alıkoyan tek şey, öncekilerin onlar karşısında yalana sarılmış olmalarıdır. (Salih’in kavmi) Semûd’a gerçeği gösterir şekilde bir dişi deve vermiştik; ama onlar ona karşı yanlış yapmışlardı. Bizim mucizeler göndermemiz, sadece korkutmak içindir."

Önceki kavimlerin helak edilmesine sebep olan günah, onların kendilerine gönderilen mucizelere rağmen nebilerine iman etmemeleridir; çünkü mucizeler, nebiliğin kesin delili olarak verilmiştir. Allah, bu sebeple son nebi olan Muhammed aleyhisselama diğerlerine verilenler gibi bir mucize vermemiştir. Verseydi o mucizeyi gördüğü halde inanmayanların da toplu olarak yok edilmesi gerekirdi. Böyle bir mucize yerine Allah, kendisi ve insanlar üzerindeki etkisi hem kalıcı hem de mucizevî olan Kur’an-ı Kerim’i göndermiştir.

Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin mucizesi Kur­‘an-ı Ke­rim’dir. Kur’an ile tanışan herkes onu ge­tirenin elçi olması gerektiğini anlar. Çünkü o, in­sanın yazabile­ceği bir kitap değildir. Bu, tıpkı İsa aleyhisselâ­mın Allah’ın izniyle ölü­leri diriltmesi, kuş heykeli yapıp Allah’ın izniyle üfü­rünce canlı hale gelmesi; Salih aley­hisse­lâmın devesi gibi hiç bir insanın benzerini yapamayacağı bir muci­zedir. Ama o kuş uçup gider, dirilen kişi tekrar ölür ve deve kesilirse, bunlar ondan sonra ge­lenler için mucize olma özelliğini yitirmiş olur.

Kur’an-ı Kerim’in mucizeliği ise süreklidir. Onu dün­ya­nın neresinde, kim ne zaman okur ve manasını anlarsa onun bir mucize olduğunu ve onu geti­ren kişinin Allah’ın elçisi ol­ması gerek­tiğini kavrar. Al­lah Teâlâ, Kur’ân’ı koru­mayı bizzat üst­lendiği için onun mucizeliği kıya­mete kadar devam edecektir. Kur’an var oldukça Nebîmiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Allah’ın elçisi olduğuna inanma mecburi­yeti de var olacak ve yeni bir elçiye ihtiyaç kal­mayacaktır.

Muhammed as' mın elçilik belgesi olan Kuran bugün elimizdedir. Mesela nedir Kuran' da Muhammed as mın peygamberliğinin delili olan şeyler diye soruyorsak bunun çok çok az bir kısmı hakkinda blogumdaki " Kuranin ilahi kelam olduğunun delili nedir" başlıklı yazıya bakabilirsiniz. 

Nisa 75' inci ayet şu şekildedir; "Size ne oluyor ki Allah yolunda ve ezilen erkekler, kadınlar, çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz! Onlar şöyle yalvarıp durmaktalar: "Rabbimiz! Halkı zalim olan bu ülkeden bizi çıkar, katından bize sahip çıkacak birini gönder, bize katından bir yardımcı gönder."

Lokman 17 ve daha bir çok ayet olsun emir şudur; "İyiliği emret, kötülüğü engelle..".

Mesela Gazze' de hergün çocuklar ölüyor, bu olay özelinde bakarsak 

Allah diyor ki; kulum sana verdiğim görev şu; "Iyiligi emret, kötülüğü engelle, Nisa 75 gereği zalimlerle savaş, mazlumları koru."

Biz de geri dönüp ellerimizi açıp Allahın bize verdiği görevi Allah' a geri veriyoruz; " Allahım, zalimleri yok et, İsraili yok et" 

Allah bize görev veriyor, biz ona görev veriyoruz, imtihanda olan biz miyiz yoksa Allah mı?

Allah diyor ki; "Varlıkta da yoklukta da ihtiyaç sahiplerini gözet, infak et, zekat ver, olmayana ver. "

Biz sofradan kalkınca ne diyoruz; "Allahım biz doyduk sen olmayana ver"

Allah olmayana verme görevini bize vermiş ama biz de Allah' a vermişiz.

Dolayısıyla artık yeni bir nebi gelmeyecektir ve bize iyiliği emretme ve kötülükten men etme görevi verilmiştir bu yüzden kendi üzerimize düşen zalimleri, sapkinlari durdurma ve cezalandirma görevini yapmadığımız için bu görevi Allah' a paslayarak sonra kötülükler durmuyor diye Onu suclayamayiz.

İbrahim 42: Sakın Allah’ı, yanlışa dalan o kimselerin yaptıklarından habersiz sanma! O sadece, onları gözlerin yuvalarından fırlayacağı bir güne kadar ertelemektedir. 

Fatir 45:Allah insanlara, yaptıklarının cezasını hemen verseydi yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Ama onları, belirlenmiş bir süreye kadar erteler. Süreleri gelince (gereğini yapar). Şüphesiz Allah, kullarını görmektedir.

Buraya kadar sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurana Göre Kadınları Dövecek Miyiz Yoksa Tavlayacak Mıyız

Kader açısından her ne kadar kendi fiillerim sonucu olsa da cehenneme gideceğimi bile bile yine de benim yaratılmam şefkatli bir Tanrı ile uyuşur mu?

Oruç ile İlgili Doğru Bildiğimiz Yanlışlar