Oruca Olması Gerekenden Daha Erken mi Başlıyoruz?
Geçen
yazımızda "Oruç" ile ilgili tüm konuların Kuran' da 183 ila 187' inci ayetlerde
açıklandığını ve topu topu 5 ayetten oluştuğunu belirtmiştik. Bu 5 ayet bize
oruç ile ilgili her şeyi ayrıntılı olarak açıklamaktadır çünkü Rabbimiz Enam
suresi 114' üncü ayette şöyle buyurmuştur;
"Allah bu kitabı size tüm ayrıntılarıyla açıklanmış
olarak indirmişken ben ondan başka bir hakem mi arayayım"
Bu yüzden Nebimiz Muhammed aleyhisselam Kuran dışında başka bir hüküm koyucu, başka bir kaynak aramadığı için biz de Nebimizi örnek alıp onun ayak izlerine basacağız ve yine Maide 3' üncü surede Rabbimiz "Bugün sizin dininizi tamamladım" buyurmaktadır. Tamamlanan bir şeye ekleme yapılabilir mi? O zaman Kuran' da yazmıyor ama dinde şu da var bu da var diyemeyiz. Muhammed aleyhisselamın fiil ve davranışları ise nebimizin Kuran' dan çıkardığı doğru hükümlerdir eğer nebimize atfedilen bir söz veya davranış Kuran' a aykırı ise o uydurmadır.
Bugün
oruca olması gerekenden erken başlayıp başlamadığımıza, sabah namazını vakti girmeden
kılıp kıldığımıza ve oruca erken başladığımız içinde dolu mideyle yatıp yatmadığımıza veya uykusuz kalıp kalmadığımıza beraberce bakacağız.
Kuran' a ve Nebimizin Kuran' dan çıkardığı doğru hüküm ve uygulamasına bakalım;
Bakara
suresi 187' inci ayette oruca ne zaman başlamamız gerektiği
belirtilmiştir. "Fecrin olduğu tarafta, ak çizgi kara
çizgiden size göre tam seçilinceye kadar yiyin, için."
Bakın ayette "size göre" ifadesi geçmektedir yani Rabbimiz diyor ki bu oruç başlama vaktini siz de anlayabilirsiniz. Eğer bu ayette "size göre" ifadesi vurgulanmasa idi belki bu kadar gerçekleri kurcalama gereği duymazdık.
Peki Fecrin kök anlamı nedir? Râgıb el-İsfehânî'nin el-Müfredât fî Garîbi'l Kur'ân isimli Arapça
Sözlüğünde Fecrin kök anlamı şöyle tanımlanmıştır; "Bir şeyi geniş bir
şekilde yarmaktır."
Peki ne alaka? Yarılan şey
nedir? Peki, ak çizgi, kara çizgi nedir?
Gecenin
sonu ile imsâk arasında seher vakti vardır. Seher, gündüzün ilk ışıklarının
gecenin karanlığına karışmasına denir. Bu vakitte hem gündüzün hem gecenin
belirtileri olur. Sonra kızıl ışıklar ufku yarmaya başlar.
Nebimiz
şöyle demiştir: “Ufukta yukarıya uzayan aydınlık fecr değildir. Fecr, enlemesine
yayılan kızıllıktır”
Ufukta
kızıllık netleşip parlamaya başladığı zaman altta siyah bir şerit, üstte de
beyaz bir şerit oluşur.
Şu hadise
bakalım; "Cebrail bana sabah namazını, kızıllığın parıldadığı, oruç tutana
yemenin içmenin yasak olduğu saatte kıldırdı.” (Tirmizî, Mevâkît,1)
Peygamberimiz
bir de şöyle buyurur: “Yiyin, için; yukarı tırmanarak yayılan aydınlık sizi
etkilemesin; enine yayılan kızıllığı görünceye kadar yiyin, için.”
Fecr kelimesi Arapça' dan Türkçemize de aynı anlamda geçmiştir. Türk Dil Kurumu resmi internet sitesinde yer alan FECİR kelimesinin anlamı: "tan" veya "tan kızıllığı" dır.
Eğer kullandığınız takvimde oruç başlama vaktinde hava kapkaranlık ise gökte beyazlıklar doğu tarafından kendini göstermemiş ve diğer yönlerde de hava azıcık aydınlanmadı ise bu işte bir yanlışlık olabilir...
Aşağıdaki fotoğraflara baktığınızda ortadaki kızıllığın yukarıda beyaz şerit ile aşağıdaki siyah şeridi yardığını, ayırdığını daha net göreceksiniz.
Aşağıdaki resim 2017' de İstanbul' da 8. katta otururken Doğuya bakan balkonumdan çektiğim resimdir. Fecrin yani tan yerinde ayrılan siyah ve beyaz çizgi ortada kırmızılık net olarak görünmekte olup, Kuran' a ve Nebimizin uygulamalarına göre yeme-içme ve karı-koca ilişkisinin kesileceği ve sabah namazının başlayacağı vakit budur.
1400 yıl önce de şimdi de gökyüzünde aynı olaylar gerçekleşiyor, Nebimiz zamanında çölde yolda olduğunuzu, 500 yıl önce Kafkas dağlarında olduğunuzu, 100 yıl önce Ankara bozkırında olduğunuzu düşünün ne yapacağız? Bugün ne yapmamız gerekiyorsa aynısını; Gökyüzüne bakacağız, kızıllığın ayırdığı beyaz şerit ve siyah şerit görünce yemeyi içmeyi kesip sabah namazı ile güne başlayacağız çünkü ayet "size göre" diyor
Peki, hepimizin balkonu Doğu tarafına bakmıyor baksa bile karşımızda apartman dairesi var veya hava kapalı yağmurlu olabilir, bu durumda bu kızıllığın ayırt ettiği siyah ve beyaz çizgiyi nasıl göreceğiz.
Enam Suresi 96' ıncı ayet şu şekildedir “Karanlığı, günün ilk ışıklarıyla bölen, geceyi dinlenme zamanı yapan, güneş ile ayı hesaba göre hareket ettiren O’dur. Bunlar daima üstün ve bilgili olanın koyduğu ölçüdür.” (En’âm 6/96)
Güneş ve ay belli bir hesaba göre yörüngelerinde aktığına göre bu durumlarda bilim adamlarının ve din adamlarının beraberce hazırlayacağı takvimlere güveneceğiz. Tabi bu takvimin uygunluğunu biz test edeceğiz.
Bu konuda internette yapacağınız bir aramada Kuran' a ve Nebimizin uygulamasına uygun imsakiyeleri bulabilirsiniz böylece Rabbimizin dediği vakitlerde oruca başlar, sabah namazını vaktinde kılar ve dolu mide ile yatağa gitmemiş ve uykusuz kalmamış olursunuz.
Buraya kadar sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim..
Yorumlar
Yorum Gönder